Mardin, Batman, İstanbul ve diğer illerde gazetecilere yönelik polis şiddetini kınıyoruz.
Basın özgürlüğü, demokrasinin ve halkın doğru bilgiye erişim hakkının temel taşıdır. Ancak son dönemde, Mardin, Batman, İstanbul, Adıyaman ve Malatya gibi birçok kentte, iktidarın baskıları ve polis şiddeti, bu temel hakkı ciddi şekilde tehdit etmektedir. Gazeteciler, toplumsal olayları, kamu yararını ve hak ihlallerini kamuoyuna duyurmak için görevlerini yaparken fiziksel ve psikolojik şiddetle engellenmekte, gözaltına alınmakta, hatta darp edilmektedir.
Görev başındaki gazetecilere yönelik artan polis şiddetini ve baskıyı kınıyor; iktidarın basına yönelik bu anti-demokratik uygulamalarına karşı sessiz kalmayacağımızı ilan ediyoruz. Basına uygulanan bu baskılar yalnızca gazetecilerin değil, toplumun doğru bilgiye erişim hakkını da doğrudan ihlal etmektedir.
Son haftalarda, gazetecilere yönelik polis şiddeti, gözaltılar ve baskınlar artarak devam etmiştir. Bu olaylardan bazıları şunlardır:
JINNEWS muhabiri Derya Ren ve Pirha Haber Ajansı muhabiri Kamber Yıldız, deprem bölgesinde görev yaparken jandarmalar tarafından Genel Bilgi Taramasına (GBT) maruz kalmış; Adıyaman’da kaldıkları ev iki kez jandarma tarafından basılmıştır. Gazetecilere, yaptıkları haberler sorgulanmış, baskınların “aramızda kalması” istenerek baskının gizlenmeye çalışıldığı belirtilmiştir.
Yenidoğan Çetesi’ne yönelik soruşturmayı yürüten savcıyla ilgili haber sonrasında halktv.com.tr Yazı İşleri Müdürü Dinçer Gökçe ve Gazete Pencere Yazı İşleri Müdürü Nilay Can gözaltına alınmış; avukat İrem Çiçek’e ev hapsi verilmiştir. Adalet Bakanı’nın açıklamalarının ardından, basına yönelik bu baskının hukuk çerçevesini aşarak doğrudan iktidarın basına gözdağı verme çabasına dönüştüğüne tanık oluyoruz.
Batman Belediyesi’ne kayyım atanması sırasında protestoları takip eden Batman Sonsöz Gazetesi’ne yapılan polis baskınında, gazete muhabiri Serhat Aslan gözaltına alınmak istenmiş, ancak bürodaki diğer gazetecilerin müdahalesiyle serbest bırakılmıştır. Gün boyunca kayyıma karşı yapılan protestoları takip eden birçok gazeteci ise sürekli olarak polis engeline maruz kalmıştır.
Batman Belediyesi önünde gerçekleşen eylemi takip eden JINNEWS muhabiri Pelşin Çetinkaya ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Akören, polis tarafından darp edilerek gözaltına alınmışlardır. Her iki gazeteci de emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştır.
Kadıköy’de kayyım atamalarına karşı yürüyüş yapan kadınları belgelemek isteyen Mezopotamya Ajansı muhabiri Yeşim Tükel, polis tarafından darp edilmiştir. Gün boyunca görevlerini yapmaya çalışan gazetecilere yönelik bu baskılar, basın özgürlüğüne ve halkın bilgiye erişim hakkına yapılan ciddi bir saldırıdır.
Bu olaylar, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları ve basın özgürlüğü anlaşmalarına aykırıdır. Gazetecilere yönelik bu saldırılar yalnızca bireysel hak ihlalleri yaratmakla kalmamakta; toplumun bilgiye erişim hakkını da ciddi bir şekilde ihlal etmektedir.
Gazetecilere yönelik artan baskı ve polis şiddeti, toplumun haber alma hakkını kısıtlamakta ve iktidarın eleştirilerden korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır. İktidar, eleştiriyi susturmak için güvenlik güçlerini kullanarak gazetecilere yönelik bu şiddeti bir baskı aracına dönüştürmüştür. Bu uygulamalar, Türkiye’de demokratik değerlere, şeffaflığa ve hukukun üstünlüğüne doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır.
Taleplerimiz ve çağrılarımız şunlardır:
*Gazetecilere yönelik artan polis şiddeti, gözaltılar ve baskı olaylarının derhal bağımsız bir şekilde soruşturulmasını talep ediyoruz. Sorumluların yargı önüne çıkarılması, demokrasiyi savunmak adına büyük önem taşımaktadır.
*Kolluk kuvvetlerinin, basın mensuplarının görevlerini yapmalarını engellemeye yönelik tavırlarının son bulması ve gazetecilere karşı saygılı bir şekilde hareket etmeleri için kapsamlı eğitimler almalarını talep ediyoruz. Polis gücü, halkın bilgiye erişim hakkına saygılı olmalıdır.
*Basına yönelik baskıların sona ermesi için iktidarı, basın özgürlüğüne ve kamu yararına saygı duymaya davet ediyoruz. Basına yönelik bu şiddet ve gözdağı politikalarının sona erdirilmesi gerekmektedir.
Tüm meslektaşlarımızın yanındayız ve basın özgürlüğünü kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. İktidarın baskıcı politikaları ve polis şiddeti, gazetecilerin mesleklerini icra etme hakkını gasp etmektedir. Toplumun gerçekleri öğrenme hakkını savunmaya; her türlü baskıya, engellemeye ve şiddete karşı gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz edilemez.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
MKG-DFG-DİSK BASIN İŞ-MLSA-KADIN GAZETECİLER DERNEĞİ-AMED HABER SEN-TGS DİYARBAKIR TEMSİLCİLİĞİ-YEREL MEDYA DERNEĞİ